Hard İK

Bir proje daha böyle bitti

Efendim.. Tarih 4 Nisan.
Bir Cumartesi sabahı, Sosyal Medyada 25 İK’cıyı seçen ekibin bir bölümü -bitirişi kutlamak için- İstanbul Modern’de kahvaltı ediyor. Sonra ne olduysa söz döndü dolaştı ‘ee şimdi?’ye geldi. İşte ilk ‘iç denetim’ konusu orada geçti.

Birkaç gün sonra fikir pişmişti: Bir İK kontrol listesi. Öyle bir şey yapalım ki, İK’ya arterden girsin. Herkese lazım olsun. İK’nın kavram sözlüğü gibi olsun. Her şeyi kapsasın, tarif etsin.

Sonra ben her zamanki gibi Twitter’dan başladım tatlı tatlı kaşımaya, var mı taliplisi diye. Hatırlıyorsanız, ‘çıta bu defa fazla yukarıda, sakın sıkılmayın’ demiştim. Gönüllüler yağmaya başladı (bu arada özel dürtükleyip, mazeretlerini anlayışla karşıladıklarım da oldu yani). Öyle ki, kontenjanı dolan alt İK alanlarında kayıtları kapadık:) İkili ya da üçlü grupların içinde şahane anlaşanlar da çıktı, grup kimyası tutmayanlar da. Burada kendime kıssadan hisse: Grup dinamikleri öngörülebilir bir şey değil, denemeden anlaşılmaz, sakın vazgeçme insanları bir araya getirmekten çünkü tuttu mu mucize yaratıyorlar.

Öyle gruplar çıktı ki, sanki birbirine uyan iki dişli. Arada bilgi veriyorlar, biz işin şu kadarını tamamladık, şu kadar daha kaldı diye. Hatta tamamlayıp, başka yapacak iş var mı diyenler oldu. Onlar artık benim İK rüya takımımdadır.

Bir unutamadığım şey daha: İK’nın 16 tane (ki bakışa göre artabilir) alt alanı var. Hangi fâni İK’cı bunların hepsine hâkim olurmuş şaşarım. İtiraf edeyim soruların içinden öğrendiğim bir sürü şey oldu.

Bir şey daha.. İK deyince sadece cici bölümlerini anlıyoruz. Halbuki İK’nın içinde bir sürü sıkıcı iş var. Yani elit İK bilgisi de lazım, makine dairesi de lazım. Şahsen bu projeyi, gün ışığına çıkmadan, yağa bulanmış halde aşağıda çalışan İK’cılara ithaf ediyorum.

Bu arada bir şey fark ettim: İç denetim, İK’cılara yabancı bir kavram. Başlarda hafif parmak ucuyla ittirme durumu oldu. Çabuk uyum sağladık ama.

Sonra geldik projenin başka bir engebeli kısmına. 850’den fazla soru var ama.. Hazırlayanların terimleri birbirine uymaz.. bir sürü tekrar.. en önemlisi, çoğu kontrol noktası değil, düpedüz iş akışı. Zamanımızı çok fazla yiyen, ayıklama/temizleme operasyonu oldu. Tümü defalarca okundu, onlarca soru çıkarıldı.

Geçenlerde bizim @4ekip’den biri şöyle dedi: Hiç yorgun değilim.

Onun sözünü şuraya kapanış cümlesi ve her şeyin özeti olarak koyuyorum.

Bakalım bir dahaki sefere ne yaparız?

Yorumunuz var mı?