Hard İK

Karar alma

Alma mı, verme mi? Hiç boşuna araştırmayın bir yere varamazsınız. Ben yaptım. Nasıl istiyorsanız öyle kullanın.

Bu konuda yıllar önce çok yararlandığım kaynağımı da söyleyeyim: İkonik isim, Edward de Bono. Bugün 84 yaşında, Malta tıp mezunu, düşünür, yazar. Sistemli düşünme ve karar tekniklerini daha iyi anlatan bilmiyorum. 58 tane kitabı var. En sonuncusu 99’da yayımlanmış. Biraz eski ama onlar değerini kaybetmez.

Sorumuz şu: Nasıl daha doğru karar alınır? 

İki türlü karar alınır.

Birisi ekspres, öteki kanırtarak:)

Hızlı karar almayı, sosyal bilişle açıklarlar. Bakmadan çantanızın içinden istediğinizi bulmak gibi. Bir tür alışkanlık. Farkında olmadan geçmişte hafızamıza attığımız benzer durumlardan esinlenme. Düşünmeye ya vakit yoktur, ya gerek yoktur. Zihnin tanıdık kıvrımlarında yolunu hemen bulma. Sezgiyle karışık. Bazen çok yararlı ama tehlikeli bir yol.

Zamana yayılan grup kararlarıyla ilgili bugüne kadar yapılan araştırmalardan sonuçlar:

• Tek cevabın olmadığı konularda (çok değişkenli problemler veya yeni bir şey bulma) gruplarda farklı fikirler ortaya çıkacağından, fikirlerin ortalamasının alınması uçları götürür ve ortalama bir sonuca varılır. Bu da çoğu kez doğru karar demek değildir (hatta buna grubun bireyi baskılaması ve yanlış karara yöneltmesi anlamında grup düşüncesi adı verilmiş). Böyle durumlarda bireysel karar alma daha verimli olabilir.

• Grubun bir etkisi de, bireysel olarak göze alınmayacak kadar riskli kararlara teşvik etmesi. Sorumluluk dağıldığı için, riske girme cesareti de artıyor.

• Grup kararlarında, karar verimliliği üye sayısı arttıkça bir noktaya kadar yükselir, ondan sonra düşüş gösterir. Araştırmalarda etkili karar alma için optimum kişi sayısı belirtilmediği için, ben de girmeyeyim oraya.

Düşünmeli, analizli bireysel kararlara gelince.. orada ‘tarzlar’ konuşur. Birkaç örnek:

• Bir yöntem, önemli kararlar almak için kendine zaman belirlemek. Mesela hafta sonu. Ritüel gibi.

• Başka bir yöntem, ucu açık zamana bırakmak. Serbest salınımlı.. Değişen dinamikleri gözlemlemek ve tam vakti gelince atışı yapmak.

• Bir başkası, birçok kişinin fikrini tek tek sorup, sonra hiçbirini kullanmayıp kendininkini tasarlamak.

Hepsi geçerli. Kişiselleştirilmiş yöntemler işte.

Yani karar almada her yol mübah. Ve o yolu seçerken yalnızsınız. 

Yorumunuz var mı?