Hard İK

Kriz Zamanlarında İK’cı Olmak (İK’nın Karanlık Yüzü)

Kötü anılarım olan bir konu.

Zamanında bana yardımcı olabilecek kaynakları çok aramıştım. Bulduklarım, o beni deli eden kişisel gelişimci diliyle yazılmış ortaya karışık vaazlardı. Onun için bu yazı, 90’larda bilme ihtiyacım olanların -kendim için- çok geç ifadesidir.

Aşağıda okuyacaklarınızı sevmeyebilirsiniz; fazla direkt, duygusuz bulabilirsiniz. Evet öyle. Hayat beni böyle yaptı, adı üstünde: ‘karanlık taraf’.

Hashtag kullanır gibi anlatayım.

#TENSİKAT
Kelime anlamı ‘kadro düzenlemesi’ demek. Çok da hayırlı bir kavramdır. Bekletilen, doğru zamanı bir türlü bulunamayan, zaten bilinen organizasyonel hataların kriz vesilesiyle düzeltilmesidir. Buna küçülme olarak bakmıyorum, akılcılık sayıyorum. Tam bir strateji deneyidir. İnceliği ve zorluğu, uçlara kayma eğiliminin törpülenmesidir. Önerim: Metriklere ve süreçlere derin dalın. İK’cının bu aşamada ‘öznel görüşü’ olmamalı, çünkü her düşünce çürütülebilir.

Kendinizi, kazanması gereken ‘tarafsız azınlık’ gibi görün. Azınlıkların gücü üç şeyden gelir: tutarlılık, özgüven ve esneklik. Tutarlılık, metriklerden destek almak ve hedeflenen sonucu açıklayabilmek demek. Özgüven, soğukkanlılık, az konuşmak (cool görünmek) demek. Esneklik, birimlerle inatlaşmama, onları dinlemek demek. Amaç, kriz döneminde güçlü bir referans kaynağı olmak, çünkü İK’nın özellikle böyle zamanlarda etkili olmaya ihtiyacı var.

Metriklerin uygulamada karşılığı mükemmel sunumlardır. Enformasyon merkezi gibi çalışın. Süreçler ise, -bana göre- Visio (bir süreç yazılımı) ile çıkarılmış, anlaşılır görsellerdir. Bu da aslında bir sunum malzemesidir. Akışlar üzerinde durumu ve olması gerekeni anlatın; nerede ne değişiklik yapmak lazım kanıtlarıyla söyleyin.

Sonuç.. Anahtar kavramlar: Döneme özgü bir İK üslubu, metrikler, süreçler/Visio, sunumlar, stratejileri yönetme.

#İŞTEN ÇIKARMALAR, #BÜTÇE REVİZYONLARI
Kaçınılmazdır, olacak. Bütün mesele kalan sağların psikolojik sağlığı. Bunun da ilacı, işten çıkarma etiği. Etik, ilkesel davranışlar demek. İstendiği kadar kuruma özgüleştirilebilir, bir yerlerde kodu falan yok. İnsanlar şunu kolaylıkla anlayabilir: ‘dürüst ol, canımı ye’. Etik örneği olarak: İşten çıkarma sebebi açıklanabilir olsun, gizli gündemli ve kişisel husumetli olmasın, yasal alacak hakları kuruşuna kadar verilsin, operasyon fazla uzamasın..

Bütçeye gelince. Şirket kazanamıyorsa her türlü kesinti ve tasarruf mübahtır. Aynı mantıkla ama: Açıklayın, gerekçelendirin, geçiciyse süre belirtin, yükü adaletli dağıtın (yöneticiler de eşit fedakarlık yapsın).

#YENİDEN YAPILANMALAR
İşte her şey bunun için. Yeniden yapılanmalarda gördüğüm en yaygın sorun, elini korkak alıştırmak. Ameliyatı eksik yaparsanız, bir daha yapmak zorunda kalırsınız. İnsanların özel hayatında yaşadıkları önüne geçilemez radikal değişimlerin karşılığı bu. Bence bu bölüm zevklidir bile.

Neyse ki kriz dönemleri gelip geçiyor. Tünele girip çıkmak gibi.

Çıkışta biraz daha büyümüş oluyoruz.

Yorumunuz var mı?