Bu bir istek parçası. Cevabını biliyorum da nasıl oyun havasına döndüreceğimi bilmiyorum. Meraklısına. İhtiyaç duyana.
Kurumsal alışkanlıkların (tutumların) değişimine dair bir sürü kuram var. Bir kısım kuramlar yeniden düşünmeyi sağlayacak verilerin öğrenilmesine dayanır. Buna göre az korkutmayı kullanan (fazla korkudan kendimizi korumak için engelleyici tepkiler geliştiririz) basitçe bilgilendirme bazı alışkanlıkları durdurabilir.
Diğer bir tutum değişimi kuramı, refleks olarak düşüncelerimizde tutarlılık aradığımızı varsayar. Dolayısıyla tutumuzla çelişen bir dış durumla karşılaşınca, insan kendi tutumunu değiştirmeye doğru bir baskı hisseder. Mesela hukukçulardan CEO olmayacağını düşünen bir kimse, iyi bir hukukçu/yöneticiyle birlikte çalışırsa zaman içinde bu tutumunu devam ettiremez, kendi isteğiyle değiştirme ihtiyacı duyar.
Bir tutum değiştirme sebebi de kendi davranışlarımızla tutarlılık arayışıdır. Yapmak zorunda kaldığı bir davranış olduğunda, bunu kendimize açıklayabilmek için önce dış gerekçeler buluruz (günahlar, kurallar gibi). O zaman tutum değişimine gerek kalmaz. Bazen de dış gerekçe aramakla hiç uğraşmayıp, kısa yoldan o davranışa bir iç gerekçe bulmak daha kolay gelebilir. O zaman inanmadığımız bir şeyi yapmaktan kurtuluruz.
Özet: Demek ki kurumsal alışkanlıkların değiştirilmesi, hafiften ağıra 3 biçimde olabiliyor. 1- Düz bilgi vermek (yönergeler, genelgeler, duyurular, konuşmalar gibi), 2- İnsanların tutumlarını kendi kendilerine değiştirme ihtiyacı hissedecekleri ortamlar yaratmak (süreçler, prosedürler), 3- Alışkanlıkları kıracak yeni ‘beklenen davranışlar’ belirlemek ve insanlara bunlara uymaktan başka seçenek bırakmamak (geri bildirimler, davranışsal performans hedefleri ve hatta basit ödül/ceza ile pekiştirilen izlemeler).