Her şeyden

Meditasyon nedir?

Başlığı bilerek Google diliyle yazdım, çünkü gene çerçeveleyip bırakacağım.

Aslında tanımı çok basit; gevşemiş ama odaklanmış bir dikkat verme egzersizinden başka bir şey değil. Her an, her yerde yapılabilir: Otobüste ayakta bir yere tutunurken.. sevdiğiniz bir içeceği yavaşça yudumlarken.. bahçe sularken.. hatta uzun, boş, düz bir yolda direksiyon başında.. Süresi hiç önemli değil, genellikle dakikalar. Bazen saniyeler.

Alıntılayarak teknik söyleyeyim: ‘Odaklanmış dikkat, kana serotonin salınmasını sağlayarak, zihnin, ortamı tarama, karar verme, değerlendirme, analiz etme gibi faaliyetlerinin sessizleşmesine yol açar’.

Meditasyon, zihnin, değişmiş bir bilinç haline geçmesidir. Buna farklı isimler vermişler; yönlendirmeli imgelem (hayal, imajinasyon), derin gevşeme, meditatif bilinç.

Sakın yanlış anlamayın; meditasyonun, medyumluk, astral seyahat, Dünya dışı varlıklarla temas falan gibi adrenalinli deneyimlerle hiç alakası yok. Gösteriyi, serotonin ve beyin dalga aktivitelerindeki değişiklik yönetiyor.

Neden mi yapmak isteyeyim bunu? Kendi duygularımı düşünce kirliliğinden kurtarıp tam anlamak için (bir yerde okumuştum, buna ‘kendinden bir cevap almak için’ demişti, güzel değil mi?).. içimi yavaşlatıp sadece dinlenmek için.. bedenimi duymak, iyileştirmek için (irritabl bağırsak sendromumu böyle iyileştiririm).. bazen bir sorunu çözmek için (bu bir karar alma yöntemi olabilir benim için).. gene inanmamak serbest, sezgimi kullanmak, istediğim birinin duygularını hissetmek için (evet, burada altıncı duyuya girdiğimin farkındayım)..

Meditasyonun ayrılmaz parçası: Kalbi açık tutma.

Açıklayayım.

Tek yönlü yollar var hayatımızda. Hayal kırıklığı, öfke, eleştirme, suçlama, sabitleştirme, uzağa çekilme, inkâr, anlamsız meşguliyetlere kapılma. Açık kalple kalabilme, bunları hiç olmazsa bir süreliğine durdurabilmektir. Hatta şuraya kadar götürebilirim: Meditasyon, ‘kendimize rağmen’ bir şeydir.

Yönteme girmeyeceğim dedim ama kavramlaştırmaya yardımcı olması için biraz bahsetmem gerekir.

Ritüeli yok aslında. Bütün mesele zihinsel gürültüden uzaklaşmayı başarmak. Endişe, hatırlamalar, plan yapma, ilişkilendirme (birisi buna günlük şamata demişti) meditasyonu mahveder.

Yeni başlayanlar, ya da öyle daha rahat edenler için kendi ritüelleri olabilir. Biraz yaratılmış. Keyfe göre uydurulmuş. Hep aynı yer, aynı duruş, derin nefes, ışık, müzik, bunlar hep yardımcıdır, şart değil. Bir yerde okumuştum, uzanmayın uykunuz gelir, hatta sırtınızı bile yaslamayın, biraz arkada boşluk kalsın diyordu. Dokunmanın da bazen yardımcı olduğunu duymuştum.

On yıllardır farkında olmadan yapıyor olabilir miyim? Anılarımda önemli yer tutan bir portakal bahçesi var, değişik zamanlarda bahsederim. Altında saatlerce yalnız başıma oturduğum bir ağacım vardı. Ta ilkokul yılları. Ne farkı varmış onun meditasyondan? Sadece adını bilmiyordum.

Özet gibi kilit sözcüklerle bağlayayım. Bunların her biri meditasyon için Dünyalar kadar değerli.

Nötr.. açık.. çabalamadan.. kendiliğinden.. egosuz niyetle.. olmasına izin vererek..

Sonuç: Sanki başka bir şeye dahil olma, hafiflik, huzur.

Yorumunuz var mı?