Anılar

KENDİMLE HESAPLAŞMA

Uzun bir envanteri özenle cevaplandırdım: Adı tam “Insight Duygusal ve Davranışsal Zeka Ölçeği/Liderlik Raporu”.

Rapor 14 sayfa.

Açıklamaları bile zor bir kitap gibi. Mesela zihinleştirme, bireyin karşısındaki kişinin aklından neler geçtiğini anlamaya yönelik çabası ve anlama kapasitesiymiş. Ya da bilişsel tuzaklar, toksik çocukluk deneyimleri sonucunda oluşan ve kişinin bir durumu rasyonel değil duygusal değerlendirmesine yol açarak algısını çarpıtabilen bilişsel yapılarmış.

Anlatabiliyor muyum sıradışılığını?

Şöyle bir şey yapacağım şimdi. Rapordaki değerlendirmelerden alıntılar yapıp yanına bana düşündürdüklerini yazacağım.

Utancımla sevabımla kayda geçsin. Bakalım bundan sonra bu farkındalıkla ne değişecek?

‘İleri düzeyde kendi duygularının farkına varır’. Belki de en iyi yaptığım şey.

‘İlişkide bulunduğu kişilerin neden öyle davrandıklarını rahatlıkla algılayabilir ancak başkalarının duygularını anlamakla ilgili kendi performansını daha dikkatli değerlendirmeye yönelmelidir; kendine güvenmesinden ötürü geri bildirime kapalı olabilir’. Yani yanılabilirim ha? Demek ki kendime bir kontrol sistemi yaratmam lazım.

‘Odağını bireysel alanda tutar ve sosyal meseleler onu çok fazla kaygılandırmaz’. Bilemiyorum bu kaçış mı? Düşünmeliyim.

‘Hedef baskısı ve rekabet ona göre değildir. Sadece anlamlı bulduğu konularla ilgilenir. Yoğun stres toleransı göstermesi gereken zamanlar onun için yorucu olacaktır’. Anahtar sözcükler: Anlam ve huzur. İş hayatında bundan çok çektim ama gene de umurumda değil.

‘Olayları kötümser ve karamsar bir tavırla yorumlamaya eğilimlidir. Bu, duygularını belli etmemeyi tetikler ve zor durumlarda sakin, durgun davranışlarını sürdürür’. Gerçeklik algımı bozabileceği için iyi bir şey değilmiş. Halbuki ben bundan hep yararlanmıştım.

‘Çevresine birçok şey verip karşılığında hiçbir şey beklemeyebilir’. Övünç duyarım.

‘İkna yeteneğini kullanmak istemez. Etki alanı oluşturma kaygısı azdır. Kendisine prestij kazandıracak ortamları anlamsız bulabilir’. Kendime açıklama: Prestij alınmaz, verilir. Kendiliğinden olacaksa olur.

‘Ekip iklimini çok olumlu yönde etkiler. Ekibin performansını ve istekliliğini artırır, bireysel risk almalarını sağlar. Hızlı karar alma gereken dönemlerde etkinliği artar. Ancak kendi aralarında çatışmalı durumlarda, kişilerin özerkliğine ve serbestliğine inandığı için etkisini kaybedebilir’. Koca insanlarız ama değil mi?

Farkındalık iyidir: Düşündürtür, isteyen için değişimi tetikler, ilişkileri güçlendirir, komplekslerden korur.

Hadi ilaç niyetine.

 

 

Yorumunuz var mı?